Kayınvaldem umreye gidince biz gelinleride fırsat bilip inci takımı sipariş ettik kendisine. O da getirdi sağolsun. Şimdi inceledim netten meğer ne güzel inci takımlar varmış...Kolye ve bileklik için çok güzel altın uçlar da var. Hele alttaki bilekliğe bayıldım. E şu altın fiyatları da biraz düşse süper olacak...

28 Ocak 2011 Cuma
6 Ocak 2011 Perşembe
5 kuruşluk bir hikaye çoook kuruşluk şükürrr….
İşten çıkmışım. En kestirme yoldan eve gitmek istiyorum. Bu da ancak iki vasıtayla mümkün: bir otobüs ardından da dolmuşa binerek.
Ayy bir türlü içime sinmedi napsamki diye düşünüyorum. Şimdi dolmuşa bineceğim yerde otobüs durağıda var ama. Otobüs gelecek tıklım tıkış ve üstelik yol süresi iki katına çıkacak. Zaten ben yol kısalsın diye iki kere indi bindi yapacağım. Yoksa zaten o durağa gelecek otobüse en baştan binebilirdim yani. Üffff neyse boşver ya. Otobüs kartım var nasılsa otobüse bineyim bari diye düşünerek indim otobüsten. Ah bu beş kuruş var ya bu beş kuruş. Başka zaman yüzüne bakmazdım ama şimdi lazımsın işte. Otobüs durağında bekliyorum. Ama gözüm dolmuşta diğer yandan. Napsam ki diye de düşünüyorum. Bi baktım tam da benim eve giden dolmuş gelmesin mi? Offf ya.
Neden bilmiyorum heralde bir ümit tekrar cebime attığım paraları çıkardım saymaya başladım. Bir baktım 1.85 . Nasıl olur ya!!! Bir daha saydım. Gerçekten de 1.85. inanamıyorum hala. 5 kuruşları yanlış saymışım demekki. Hemen attım kendimi dolmuşa. Uzattım parayı. Oturdum yerime ama nasıl mutluyum:))
Sonra bir şaşkınlık ve akıl karışıklığı içinde düşünmeye başladım. Paraları saymıştım o kadar halbuki nasıl görmedim o beş kuruşu ben. Hay Allahım ya. Demek ki önce bir beş kuruş için üzülüp sonra da o beş kuruş için sevinmem gerekiyormuş. Rabbim dedim beni yolda bırakmadın. Ya param hiç olmasaydı. Yani parasız kalkmak çok acı bir şey olmalı. Şükür ki hiç parasız kalmadım. Ama bir beş kuruşun bile kıymetini bilmek gerekiyormuş işte. Bulamayınca daha iyi anladım.…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)